Güzel bir söz vardır: "Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz" diye. Bu söz bize dünyada ana gibi evladına değer verecek, düştüğünde elinden tutup kaldıracak, yardım edecek hiç bir insanın olmadığını, vatanın ise tek ve eşi benzeri olmadığını anlatıyor.
“Gün oldu kucağında daldım uykulara
Yoldaşım sırdaşım oldun yürüdüğüm yolda
Sevgiyi şefkati daha nice değerleri öğrettin bana
Öpmeye doyamadığım sevmeye kıyamadığım
Canım annem bir gün değil her gün kutlu Olsun sana.”
Şefkat deryasının sevgi pınarı değerli analar, biliyoruz ki sizin destanınızı yazmaya kalemler ve kelimeler yetmez…
Sizleri sadece senenin bir günü değil bir ömrün her günü anmak gerektiğine inanmakla beraber sizlere atfedilen bu gününüzde bizleri dokuz ay karnında taşıyan. Dizlerine yatırıp uyutan şefkatli elleriyle saçlarımızı okşayan, herkes kan uykuda uyurken beşiğimizi sallayıp ninniler söyleyen, bizimle gülüp bizimle ağlayan, yüreğindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren, fedakâr ve cefakâr analarımız. Her yıl olduğu gibi bu yılda 12 Mayıs 2024 Pazar günü, sizlerin yani Cennet, ayağının altında olan annelerimizin gününü kutlayacağız.
Hepimizin bildiği gibi, Her yılın Mayıs ayının ikinci Pazar’ını Anneler Günü olarak kutlarız. Anneler Günü evrensel bir gündür. Anneler günü ilk kez 1908 yılında kutlandı. Daha sonra bütün dünyada kutlanmaya başlandı. Ülkemizde de 1955 yılından bu yana kutlanıyor.
Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur. Dünyada milyonlarca anne bugün çocukları tarafından sevgi ve saygı ile anılıyor. Dünyanın en kutsal varlıklarıdır annelerimiz. En duygusal, en vefalı, en çok değeri bilinen ve haklarını ödememiz imkânsızdır. Gözlerimizi açtığımız ilk günde başlar onlara bağlılığımız. Daha hiçbir şeyin farkında değilken onların kucağında ağlamamız kesilir ve her ağlamamızda bilir ne derdimiz olduğunu. Bizim ağlamamız başkalarına kötü gelebilir ama onlara asla; onlar bıkmadan usanmadan yetişir imdadımıza. En güzel elbiseleri giyindirir, en güzel yiyecekleri yedirir bizlere. Hep sevgiyle büyütür bizleri. Dünya da kaç kişi elleri olan fakat onu kullanamayan, ayakları olan ama yürüyemeyen, isteklerini ağlamasıyla bildiren, konuşamayan, geceleri tatlı uykulardan uyandıran birine bakmak ister? Kim bu kadar aciz biriyle hiç usanmadan, bıkmadan ilgilenmek ister ya da bunu kim yapabilir? Ne kadar zor iş dediğimiz tüm bu işleri karşılık beklemeden, severek yapan tek canlı annelerimizdir.
Annelerimiz hayatımız boyunca sevincimize de üzüntümüze de ağlarlar. Ama bazılarımız vardır ki annelerini sokağa atarlar, onlar annelerine kötü sözler söylerler, onlar annelerinin değerini bilmezler. Buna rağmen yine bir şey demez, diyemez anneleri. Ne de olsa çocuğumdur diye düşünürler, kıyamazlar. Onlar bu durumlarına da yine ağlarlar ama sevinçlerinden değil vefasızlıktan. İşte bu duyguyu hiç yaşatmayalım onlara.
Hakkını zaten ödeyemeyeceğimiz annelerimize değer verelim, üzmeyelim, ağladıkları zamanlar üzüldükleri değil sevindikleri zamanlar olsun ve onlara saygılı olalım. Çocukluk günlerimizi hatırlayalım. Hiç olmaz ise Anneler Gününde annelerimize bir çiçek armağan ederek, bir güzel sözcükle yanağından öperek onları mutlu edelim.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şu hadis-i şeriflerini hiçbir zaman unutmayalım.
“Cennet annelerin ayakları altındadır”.
Yılın 365 günü, bize annelik yapan, yolumuzu aydınlatan, bize hayat veren, hayatımızın en değerlilerini bir gün değil her gün hatırlamak dileğiyle, başta merhume anam ve şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin “ANNELER GÜNÜNÜ” kutluyorum.