Ne güzeldi eskiler. Büyük heyecanla takip ettiğimiz radyo programları vardı.
Bir insana sadece sesinden dolayı ilgi duyuyor hatta seviyorduk.
Benim de eski bir radyom vardı o zamanlar. Edebiyata ve şiire bu denli ilgim olmamasına rağmen frekansı hep bir şiirde duraklatırdım. Tabi o zamanlar çok fazla seçenek vardı. Şimdilerde ne kadar da az. Haftanın bir gününde belki de birkaç saat şiir programı bulunamaz oldu.
Radyolar, kasetler, plaklar, cep romanlar şimdilerde raflarda aksesuar olarak kullanılıyor.
Elbette modern çağa ayak uydurmak gerek. Yenilikler, kendimizi de geliştirmemiz için hayatımızın hemen hemen her yerinde yer almaya zorluyor bizleri. Mümkün olduğu kadar da minimuma indirmeye gayret edenlerdenim. Teknolojinin hayatımızda çok zaman kaybettirmemesini de tavsiye edenlerdenim.
Eski alışkanlıklarımızı raflarda izlemek yerine hayatımıza uyarlasak güzel olmaz mı?
Örneğin müziklerinizi varsa imkânınız bir plakçalardan dinleyin isterim. -haftada bir de olsa- Arada ne kadar fark var göreceksiniz. Daha rahatlatacak sizleri, sözleri kulaklarınıza daha bir değecek; şaşıracaksınız.
Bir mektup yazın. Divit kalemle yazmanız şart da değil. Herhangi birine de yazmanız şart değil, kendinize yazın. On yıl sonraki kendinize anlatın şu andaki sizi. Birçoğumuz belki yetişemedik mektup yazıldığı zamanlara ama on yıl sonrası on yıl öncesine götürsün sizi. Eskilerden hiç uzaklaşmayalım, eskiler bizim kim olduğumuzu hep hatırlatsın bizlere.
Gazete okuyalım mesela. Rüzgârda yaprakları kırışsın, kırışsın düzeltiriz. Sonra bulmaca sayfalarını karalarız biraz, biraz eksiye götürsün bizi.
Eski düşüncelere daldığınızda size de oluyor mu bilmiyorum ama kulaklarımda Türk sanat müziği çalınmaya başlar birden:
“Kapın her çalındıkça o mudur diyeceksin?
Beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin."
Melahat Gürses'in sesinden, Yusuf Nalkesen'in kaleminden dökülürcesine gönlümün huzur köşesini doldurur birden.
Nasıl severdik çocukluğumuzun oyunlarını, köylerimizi, bağları, bahçeleri, akşam ezanında evde olma tedirginliklerimizi yaşarken saatlerle yarıştığımız zamanlarımızı.
Ne çok severdik meybuzları, leblebi tozlarını...
Sizler de eskilere gittiniz biliyorum.
Benim naçizane örneklerim sizleri de hatıralarınıza götürsün ve geçmişteki güzel anılarınızla buluştursun.
Eskimeyen eskileriniz her daim hayatınızın en yeniliklerinde yer bulsun.
Şiir, şarkı ve özlemle kalın.
Haftaya görüşmek üzere eskimeyen eskileriniz olması dileklerimle.