Bu konuda da sık sık yazıyorum.

İbret olsun diye yazıyorum.

Tekrar tekrar uyarıyorum.

Ders alınmasını istiyorum...

Ancak, değişen bir şey yok.

Meydanlar şehrin kimliğidir.

Bakın ünlü şehirlere!

Meydanlarıyla beraber anılırlar.

***

En eski şehirlerin bile meydanları var...

Yani meydan kültürü eskilere dayanıyor.

İstanbul’da birçok meydan var...

Taksim Meydanı, Kadıköy Meydanı...

Bakırköy Meydanı ve daha birçokları…

Ankara’da da birçok meydan var...

Kızılay, Tandoğan ve diğerleri…

İzmir deyince akla Konak Meydanı gelir.

Daha birçok örnek verebilirim.

Aklıma ilk gelenleri hatırlattım.

***

Çok uzağa gitmeyelim.

Antep ve Urfa’ya bakalım;

Antep’te en az altı meydan sayabilirim.

Urfa’da da en az o kadar...

Sivas aklıma geldi.

Kongrenin yapıldığı binanın bulunduğu meydanı gezdim.

Muhteşem bir ortam yaratılmış.

Yaz akşamları tüm Sivas halkı orada toplanıyor.

Malatya’da da geniş meydanlar var.

***

Neden bizim meydanımız yok?

Nasıl bu duruma getirildik?

Nasıl kimliksiz şehir olduk?

Önce ilk projelere bakalım…

Şehrimizin projesini yapan uzmanlar, meydan yapmış mı yapmamış mı?

İlk şehir planımızda meydanlar var, ana arterler var…

Yeteri kadar okul ve sosyal alanlar ayırılmış.

Müellifler şehrin planını imar kuralına göre çizmişler.

Örneğin Kıbrıs Meydanı planlanmış.

Hem de büyük bir meydan düşünülmüş.

Park ve yeşil alanlar çok geniş çizilmiş.

Ama birileri bu yeşillikleri yemiş.

Yerine binalar yapılmış.

Ve meydan bu günkü abuk sabuk haline getirilmiş.

***

Gelelim Müftülük bölgesine.

Hafız Ali Efendi Meydanı.

Bu meydan da büyük düşünülmüş.

Hem de çok büyük.

Park ve yeşil alanı var.

Ama birileri buradaki yeşillikleri de yemiş.

Bunların yerine apartman yapmışlar.

Hangi apartmanlar?

Kimler yaptı veya yapılmasına sebep oldu?

İmar değişikliklerinde kimlerin imzaları var?

Bunlar benim konum değil.

Onu da siz araştırıverin.

Gelelim daha yakın tarihlere:

Necip Fazıl Kısakürek Kültür merkezi önündeki meydana…

Bu meydanla da oynanmış.

Daha doğrusu meydan kalmamış.

İlk plana göre burada da değişiklik olmuş.

Bu meydanda da bir kısım alanlar bina olmuş.

Yani buranın da yeşilliklerini birileri yemiş.

Az veya çok burada da kul hakkı yenmiş.

***

Sonuç olarak meydansız bir şehir olmuşuz.

Diğer bir deyimle “Kimliksiz şehir”…

Kim veya kimlerin emeği geçmiş bu olumsuzluklara?

Çok uzakta değiller.

Halen aramızda yaşıyorlar.

Hatta bir kısmı o binalarda oturuyor.

Geçmişin meclis üyeleri ve imar sorumluları, ölenler hariç içimizdeler.

Bana kızacaklar ama yazmak zorundayım.

Dilsiz şeytan olmamak için yazmalıyım.

Bir mühendis olarak görevimi yapıyorum.

Sizce hak yenmiş mi?

Bence hak yenmiş.

Kahramanmaraş halkının hakkı yenmiş.

İmar hakkı yemek haram mıdır?

İsterseniz Müftü Bey’e sorun.

Hayırlı günler.