"Her ne olursa olsun, hareketsizlik ve düzensiz beslenme hem şeker hastalığına hem kan yağlarının yüksekliğine hem de aşırı kilolu olmaya zemin hazırladığı için son zamanlarda koroner kalp hastalığı riski inanılmaz artmış durumda. Kalp hastalığı dediğimiz zaman; erkeklerde 60-65 yaş üstü olarak adlandırıyoruz. Çünkü yaş ilerledikçe damar sertliği sıklığı ve ona bağlı problemler, hareketsizlik artıyor. Ancak öyle bir kuşak var ki genç bireylerde de koroner kalp hastalığı görülme oranlarında yükselme tespit edilmiş. 40 yaşın altındakilere biz genç koroner kalp hastası diyoruz. Bu oranlar da inanılmaz arttı. Eskiden, tüm koroner kalp hastalarının yüzde 10-15'i genç hastalardı. Şimdi yüzde 15-20'lere çıktı. Kadınlarda bu oran yüzde 10 iken yüzde 15'e çıktı. Erkeklerde yüzde 15'ten yüzde 20'lere çıkmaya başladı."
Prof. Dr. Cengiz Köksal, kalp krizi görülme sıklığına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Erken yaşta kalp krizi oranı, kalp hastalığı rastlanma oranına bağlı olarak arttı. Bu hastalarda sıklıkla hiçbir belirti olmaz. Hatta bu hastalarda anjiyo yapılsa bile koroner damarlarında yüzde 30-40 darlık saptanır. Koroner damar hastalığına neden olan 'aterom plağı' dediğimiz damar sertliğini bir volkana benzetiriz. Volkanın üstünde bir delik açıldığı zaman o volkan bütün damarı tıkar. Dolayısıyla yüzde 30-40 darlık bile olsa, ailede öykü varsa tedbirli olmak lazım. Doktora danışarak aspirin gibi kan sulandırıcıları kullanmak doğru olur." ifadelerini kullandı.