Kapalıçarşı’da tarihi doku gün yüzüne çıkarken…

Abone Ol

Son günlerde şehrimizdeki reklam panolarında Büyükşehir Belediyemizin hayata geçirmeyi öngördüğü projelerin tanıtımıyla ilgili manzaralar görmekteyiz. Bunlardan biri de “ Tarihi Doku Gün Yüzüne Çıkıyor” sloganıyla tarihi kapalı çarşı ve çevresine cephe düzenlemesi yapılmasıyla ilgili…

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYEMİZİ KUTLUYORUZ

Öncelikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyemiz, böylesine güzel ve hayırlı hizmetlere vesile olacağından dolayı, öncelikle başkan Hayrettin Güngör şahsında tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İnşallah öngörülen süre içinde tamamlanarak hayata geçirilir.

Bilindiği üzere Kahramanmaraş Kapalı Çarşı’sı Dulkadiroğlu Devletinin son Hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından 15. Asırda inşa edilmiş; İstanbul ve Bursa Kapalı Çarşıları ardından ülkemizin üçüncü büyük çarşısıdır. Asırlarca bölge ticaretin kalbinin atıldığı yer. Elbette ki tarihi dokusunu gün yüzüne çıkarmak alkışlanacak bir hizmettir.

TARİHİ DOKU GÜN YÜZÜNE ÇIKARKEN KÜLTÜREL DOKULARIMIZ UNUTULMASIN

Kahramanmaraş Kapalı Çarşı Külliyesinde tarihi dokularımızı gün yüzüne çıkarırken, gönül ister ki oradaki kültürel dokularımız da gün yüzüne çıkarılsın.

Bilindiği üzere Kapalı çarşı’nın tam merkezinde, şimdiki Saatçılar Pasajı olarak bilinen yerde, tarihten gelen kültürel bir miras var. Burası, 15. Asırda Dulkadiroğlu Alaüddevle Beyin vakıf olarak inşa ettiği “Yum Dede Zaviyesi - Maraş Mevlevihanesi” nin olduğu vakıf yeri. 1 Şubat 1920 de Fransızlar yakmışlar, 1937 yılında kalıntıları vakıflarca şahıslara satılmış. Bir dönem köy garajı olarak kullanılmış. Şimdiki hali ise malumumuzdur.

ALAÜDDEVLE BEY VAKFI OLAN MARAŞ MEVLEVİHANESİ YENİDEN İHYA EDİLEMEZ Mİ?

Alaüddevle Bozkurt Bey, burayla ilgili olarak 1510 tarihli vakfiyesine şunları yazmıştı:

“ Maraş Bedesteninin doğusunda Yum Dede ismiyle anılan bir zaviye yaptırdım. Muhkem ve sabit on dükkân vakfettim. Orada iki defa yemek pişirilmesini, oranın fakirlerine dağıtılmasını şart koştum. Ardıl nahiyesindeki değirmeni de ona vakfettim. Bunlar da sahih, şer’i, tescil edilmiş, açık ve muteber şekilde vakıftır. Mütevelliye teslim olunarak gerekliliğine ve sıhhatine hüküm verilmiştir. Zaviyenin bitişiğindeki boş arazi ile Seki Çınarı mezrasını da vakfettim… “

Dergahtan geriye şimdi ne kaldı derseniz; Alaüddevle Beyin vakfiyesi, bir türbe, Sultan II. Abdülhamit Han tuğralı taş kitabe ve Osmanlı dönemi merkezi hükümetle ilgili çok sayıda yazışma, mektuplar; 1895 yılında Sultan Abdülhamit Han, dergahın tamiratına kendi özel bütçesinden gönderdiği 150 Lira ya dair yazışmalar, evraklar…

“MARAŞLI ŞEYHOĞLU SATILMIŞ” DA MARAŞ MEVLEVİHANESİ ŞEYHİNİN OĞLU

Ayrıca Edebiyatımızın müstesna şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han duvarları şiirine konu aldığı, “Garibim namıma kerem diyorlar / Aslı’mı el almış harem diyorlar / Hastayım derdime verem diyorlar / Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben “ dediği “Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış”ın da bu dergâhın son Postnişini Şeyh Selim Dede’nin oğlu olduğu bilinmelidir. Kahramanmaraş’ın bir kültürel bir değeri olarak, Maraş Mevlevihanesi ile birlikte Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’a da sahiplenilmelidir.

TURİZMİMİZE ARTI DEĞERLER KATACAKTIR

Temennimiz odur ki, tüm bu değerler, Kahramanmaraş’ın kültürel değerleri olarak geleceğe taşıyacağımız mirasımızdır. Eğer ki, bir şekilde ilgili kurumlarımız Kapalı Çarşı’daki Saatçılar Garajı bölgesindeki esnaflarla helalleşip, burasının yeniden vakfiyesine uygun olarak Maraş Mevlevihanesi olarak inşa ve ihya ederler ise bölge turizmimize ve esnaflarımıza da artı katkılar katacağı muhakkak. Kapalı çarşıyı gezen turistlerimiz Mevlevihane’ye de geldiklerinden; bir taraftan alışveriş yorgunluklarını dergâhın manevi ikliminde atarken, bir taraftan da ney sesleriyle sema mukabeleleri izlemeleri ne kadar da güzel olurdu.

AMACI DIŞINDA KULLANANLARA ALAÜDDEVLE BEY’DEN AĞIR BEDDUA

Kahramanmaraş Kapalı Çarşı’da tarihi doku gün yüzüne çıkartılmaya çalışılırken kültürel dokularımızın da unutmaması en büyük temennimizdir. Zira, vakıf sahibi Alaüddevle Bozkurt Bey, vakfiyesinde; “ Malımın en iyisi ve halisiyle yaptırdığım” dediği bu yerleri; amacı dışında kullananlara, değiştirmeye kalkan ve tahrifat yapanlara “ Allah’ın laneti o zalimler üzerine olsun” diye ağır beddua ederken; “ancak, onun onarımı, ebedileştirilmesi, şartların uygulanıp desteklenmesi, kayıtların yapılması ve tespiti, sözleşme hükümlerinin tanıtılması, sınırlarının korunmasında emeği geçenlerden Allah razı olsun” diye dua etmektedir.

Bu şehrin idarecileri, kültüründe sorumlu olan şahsiyetleri, hatta siyasileri; elbette ki Alaüddevle Bozkurt Bey’in duasına mazhar olmak için gayret sarf edeceklerini umuyor ve bekliyoruz.

Selam ve sevgilerle.