Büyükşehir, “İstiklal Şairi Ersoy”Un Hayatını Sahneye Taşıdı Büyükşehir, “İstiklal Şairi Ersoy”Un Hayatını Sahneye Taşıdı

Olayın tüyler ürperten yanı ve annenin karakterinin sertliği, babanın sessizliği ve işine bağlılığı çocukları ne duruma getirmiş sizler de görün bizle birlikte.
Hazırsanız detaylara inelim ↓

Babaları tanınan, bilinen, saygı gören, işinde de sayılan başarılı bir Avukat , adı Necdet Sağocak. Anneleri ise Resim ve Görsel Sanatlar mezunu, hobi olarak Heykeltıraş yapıyor yenilikçi, kendi kuralları olan, baskın karakterli, kendine özgü bir kadın, adı Neyran Sağocak. Neyran hanımın bu ikinci evliliği diğer evliliğinden de 2 çocuğu bu evliliğinden de 4 çocuğu bulunmakta. Annenin Mitoloji ve Öz Türkçe sevgisi çok ağır basmış ki her bir evladına soyu İslamiyet öncesi dönemine dayanan isimler vermeyi tercih etmiş.

Babaları Necdet bey isimlere karşı çıkmış, istememiş ama kararını çoktan verdiğini ve ona soranın olmadığını söylemiş Neyran Hanım. Babaları kaç defa Nüfus Memuruyla kavga etmiş ama bir çare bulamadığı için isimleri çocuklara koymuşlar.

Şöyle ki çocukların adları aşağı da yer alır ↓

Beraris → Temiz kalp (26)
Raden → Eski mısır adalet tanrısının ismi (31)
Rulin → Değişim (30)
Sajen → Soyadlarının Sa ve genlerinden esinlenerek devamı anlamına gelen jenden oluşur. (27
)

Kimseyle ilgisi olmayan, konuşmayan, kendi hallerinde olan, sesleri duyulmayan bir aile olduğu söyleniyor. Mahallenin marketi bile ”Alacaklarını alırlardı hiç konuşmadan çekip giderlerdi” diyor. Mahallenin marketi ile bile iyi günler diye konuşmamış insanlar bu anne ve çocukları. Annenin ve çocukların sadece ama sadece evin içerisin de mutlu oldukları söyleniyor. Dışarıda mutlu olmadıkları, suratlarının asık olduğu söyleniyor. Evlerine hiç komşu, eş, dostun gelmediği söylenmekteydi. Çocukların hep aynı araba ile okula gidip geldiği söyleniyor, araba asla değişmemiş. Baba işine aşık olmuş, başını kaşıyacak vakti olmayan, bununla mutlu olan, çocuklarıyla vakit geçiremeyen ama bundan da şikayetçi olmayan bir adam. Çocukları ile iletişimleri yok denecek kadar az. Bütün ipler, ailenin kararı, değerleri sadece annenin elinde, babanın değil.

Beraris’in askerlik yaptığı dönemler de, aile onu ziyarete gitmeye karar verir ve gider. Dönüş sırasında ve döndükten sonra rahatsızlanan anne Neyran hanım astım hastalığına yakalandığını öğrenir. Anne tedavi için İstanbul ‘a götürülüyor. Tedavi için toplamda farklı 5 hastane de muayene ediliyor ve son çare ve karar olarak İstanbul da tedavi için kalmayı kabul ediyor. Onsuz nefes dahi alamayacak gibi olan çocuklar dayanamıyorlar ve İstanbul’ a annenin yanına gidiyorlar. Fakat sıkıntılar annenin hastalığı ile boy gösteriyor. Annelerinin durumunun ağır olduğunu anlayan çocuklar iletişimleri az olduğu babalarına ” annemiz ölürse bizler de ölürüz” diyor. Bu sözlerinden, tutumlarından kolaylıkla anlaşılıyor ki çocuklar annelerine rahatsız edecek derecede, hastalık derecesin de bağlı.

15 Nisan günü kötü haber kapıya dayanıyor. Anne Neyran Sağocak vefat etmiş. 4 kardeş acıdan nefes alamıyor, yaşayamayacaklarını düşünüp, yıkılıyor adeta çıldırıyorlar. Korktukları başlarına gelmişti çünkü.

Hiçbirisi babalarına azıcık dahi yakınlık duymadığı ve yakın olmadıklarından dolayı onunla asla konuşmuyorlar.
Baba Necdet Sağocak ”onlarla iletişim kurmaya, yaklaşmaya çalıştım, başaramadım diyor.
Annenin ölümünden sonra çocuklar bunalıma girmiş, ”bizim için yaşamanın anlamı kalmadı artık” deyip durmuşlardır.

Annelerini toprağa verdikleri gün kaldıkları İstanbul’ da bir otelin otel odasın da alkolle birlikte aldıkları çok sayıda uyku ilacı içip kendilerini zehirlemeye çalışmışlardır, bu olaydan 10 saat sonra ise gittikleri ormanlık alan da intihar edeceklerini söyleyen 4 kardeşi Neyran Hanımın ilk eşinden olan Berja ikna etmiştir.

Ancak kısa bir süre sonra da bu intihar girişimlerinden babanın haberi olacaktır, olmuştur da tanıdığı bir psikologa ne yapabileceğini, ne yapması gerektiğini soran baba tavsiyesiyle, sakinleştirici hap alıp çocuklarının içeceklerine atmaya başlamıştır. Bir süre sonra aşırı sakin, rahat ve sürekli uyuduklarını hisseden 4 kardeş bir daha asla babalarının verdikleri yiyecek ve içeçekleri yiyip içmemişlerdir. Anne de gömüldüğü için 4 kardeş babayla birlikte Kahramanmaraş’ a döner. Yaşadıkları eve döndüklerin de ise bu evde annemizin hatıraları var yaşayamayız burada diyerek kendilerine ait olan bağ evine gitmeye karar verirler, oraya yerleşirler.

Baba Necdet bey çocuklarının kötü ruhsal hali ve intihar girişimlerinden sonra akıllandığı için evdeki ruhsatlı tabancayı saklar, bıçak, makas ve kendilerine zarar verip intihar edebilecekleri her şeyi ortadan kaldırır. İşe gittiği zaman da sık sık bağ evini kontrol etmesi için tembihlemiştir bekçi Hayri Tepebaşı’ya. Çocuklarını takip ettirip, durumlarını sordu baba Necdet. Nitekim olay günü de bunu yapacaktır değişmez bir şekilde. Çocuklarına mesaj atmıştır baba ”eğer intihar ederseniz anneniz asıl o zaman ölür” diye. Buna sinirlenen 4 kardeşten 3 tanesi cep telefonlarını kırıp atmıştır.

Akşam yemeği yedikten sonra Kardeşler Beraris’ e ait olan otomobilin kapılarını açıp aşırı yüksek sesle müzik dinlemeye başladı. Evin bekçisi Hayri beyi de alışverişe yolladılar. Hayri bey döndüğün de alkolsüz içecekleri, çerezleri, çok sayıda sigara izmaritlerine rastladı döndüğünde, kırık soda şişelerini, etrafa saçılmış eşya ve kıyafetleri, Beraris’ e ait arabayı, yırtılmış kimlikleri gördü. Bunları gördü görmesine ama çocuklar neredeydi !?
Bekçi hemen çocukları aramaya başladı. Sajen’i evin arka tarafında ki kulübe de, Beraris’i evin giriş tarafında ki hol de, Raden’i evin sağ tarafında kalan kısım da, Rulin’i ise evin girişin de buldu Hayri Bey. Çocukların hepsi de kendini iple asmıştı. 2011 yılında Kahramanmaraş şaşırmıştı. Çünkü 4 kardeş annelerine duydukları aşırı sevgiden, bağlılıktan dolayı intihar etmişti.

Bu intiharın ve anne sevgisinin sebepleri daha sonradan ortaya çıktı.
Çevreden kendilerine zarar geleceğini düşünüp kendilerini korumaya çalışan 4 kardeş ve İstanbullu Maraş’a asla alışamayan bir anne hayattan kendilerini soyutlayarak sadece birbirlerine bağlanmışlar, düşünün babalarına dahi bile değil. Misafir, arkadaş, komşu hiçbir kimseyi istemiyorlardı. Sadece ama sadece annelerini istiyorlardı. Babanın, annenin eğitimi, annenin entelektüel oluşu çocuklara yerleşmiş ancak annenin sertliğinde, baskınlığın da sıkışıp kalmışlardı. Dışarıyı, dünyayı görmek istemiyor, annenin sözünden dışarı çıkmıyor, annelerini kırmaktan çok korkuyorlardı. Öyle ki annelerine asla sen demiyorlardı ! Siz diyorlardı ! SİZ !

Neyran Sağocak’ın 1971- 1974 yılları arasında evli kaldığı ilk eşi Hüseyin Derin’den olan 2 kızı ise şu anda Kahramanmaraş’ta annelerinin 1978 yılında evlendiği üvey babalarının yanında bulunuyor.

Sağocak Ailesinin Mercimektepe mevkindeki bahçeli ve 2 katlı müstakil evlerinin üst katında bulunan 40 yaşındaki Seyla ile 38 yaşındaki Berja Derin kardeşler de kimse ile görüşmüyor. Eve gelerek görüşmek isteyen medya mensuplarına da büyük tepki gösteren ve üvey babalarının da kimse ile pek görüştürmek istemediği Derin kardeşlerin, olayın olduğu ilk günlerde medeni durumlarının medyaya ’evli’ olarak yansımasına rağmen bu bilginin doğru olmadığı ve her ikisinin de resmi kayıtlara göre ’bekar’ oldukları ortaya çıktı. Bu arada Seyla Derin’in yerleşim yeri kayıtlarda Trabzon olarak görünürken, kız kardeşi Berja ise kayıtlara göre üvey babasının yanında yaşıyor. İki kardeş taziye için eve gelenlerle de yüz yüze gelmemeye özen gösteriyor. 2 kardeş olay gününden bu yana kaldıkları evin üst katından aşağıya inmiyor.

Daha önce Türkiye’ de böyle bir intihar vakası hiç yaşanmamıştı. Bundan dolayı da Medyanın, toplumun, Uzmanların oldukça ilgisini çekmişti bu konu. Boy boy haberlere çıktı. Yapılan araştırmalar da bir liderin oluşu göze çarptı. Yani kardeşler arasında bir lider vardı, bunun da Beraris olduğu düşünüldü. Beraris intihar etmek istemiş ve diğer kardeşler de bağlılıktan karşı çıkmayıp intihar etmişlerdi. Uzmanlar annenin çocuklarını ve kendisini özel ve eşsiz görerek, önemli ve ayrıcalıklı olduğunu düşünerek, farklı olmaktan özel bir zevk alarak kendini kutsallaştırdığı anlaşılıyor. Bu özelliklerin hepsi Narsizm belirtileriydi. Çocukları kendi uzantısı görerek saplantılı bir bağlılıkla yetiştirmiştir anne Neyran. Annelik Narsizmini uygulamıştır.

Kaynak: Haber Merkezi