İzmir'de düzenlenen 7. Akdeniz Pamuk Yolu etkinliğinde, pamuğun Akdeniz çanağındaki mevcut durumu ile dünya pamuk ve tekstil sektöründeki son gelişmeler masaya yatırıldı.
Yunan Pamuk Birliği ile İspanya Ulusal Pamuk Merkezi ortaklığında, İzmir Ticaret Borsasının (İTB) ev sahipliğinde Swiss Büyük Efes otelde gerçekleştirilen toplantı, pamuk sektöründeki öncü ülkelerden Türkiye, Mısır, Yunanistan, İspanya ve İtalya'dan sektör temsilcilerin geniş katılımıyla yapıldı.
Etkinlikte konuşan Uluslararası Pamuk Birliği (ICA) Yönetim Kurulu Üyesi ve Nipaş Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Nohutlu ise "Tedarik Zincirinde Yaşanan Gelişmeler ve Tahkim" başlıklı sunumunda, Birliğin 183 yıl önce, 1841 yılında, İngiltere'nin Liverpool şehrinde kurulduğunu hatırlattı.
ICA'nın ticaret kurallarının İngiliz hukukuna dayandığını, adil ve eşit ticaretin teşvik edilmesini amaçladığını belirten, Nohutlu ayrıca, bir uyuşmazlık çözüm mekanizması sunarak pamuk piyasasında güven ve bütünlüğün korunmasına yardımcı olduğunu söyledi.
Nohutlu, sürdürülebilirlik ve izlenebilirliğin pamuk endüstrisinin geleceği için çok önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Pamuk, diğer elyaflara kıyasla çok daha sürdürülebilir olsa da, sürdürülebilirlik ölçümleri çoğu zaman manipülasyona açıktır. Örneğin, taslak halindeki yeni değişecek AB mevzuatına göre, doğal elyafların üretiminde su ve kimyasal madde kullanımı hesaba katılırken, polyester ya da viskon gibi sentetik elyafların üretiminde bunların hiçbiri ölçüm hesabına katılmamaktadır. Ayrıca, sentetik elyaflardan kalan mikropartiküller gibi kalıntılar da hesaba katılmamaktadır. Polyesterden yapılmış giysilerin atıklarının biyolojik olarak parçalanamayan kısmı da dikkate alınmamaktadır. Ayrıca, doğal elyafların üretiminden geçimini sağlayan milyonlarca insanın menfaatleri de sosyal fayda olarak hesaba katılması gerekmektedir."
Bir fırsat olarak, doğal elyafların bozulmak üzere olan algısını değiştirme seçeneğinin bulunduğunun altını çizen Nohutlu, "AB'nin taslak mevzuatı, her ürün için bir yaşam döngüsü değerlendirmesi yapılmasını ve bunun için karmaşık bir Ürün Çevresel Ayak İzi Kategori Kuralları sisteminin kullanılmasını zorunlu kılacaktır. Eğer bu taslakta değişiklik yapılmazsa, polyester gibi sentetik elyafların pamuk ve yün gibi doğal elyaflardan daha sürdürülebilir olarak değerlendirileceği bir durum ortaya çıkacaktır." dedi.
Make the Label Count (Etiketin Önemini Anlat) adlı uluslararası bir koalisyon olduğunu ifade eden Nohutlu, AB'deki tekstil ürünlerinin sürdürülebilirlik iddialarının doğru ve güvenilir olmasını sağlamak amacıyla çalışmaktadır. AB mevzuatındaki yanlış ölçüm metodolojilerini engellemek için doğal elyafları temsil eden organizasyonlar tarafından desteklendiğini belirten Nohutlu; Akdeniz pamuk üreticileri ve tüketicilerinin bu riske karşı daha duyarlı olmaları gerektiğini söyledi. Nohutlu; “Ana pazarımız olan Avrupa Birliği, petrolden yapılma elyafları pamuktan daha sürdürülebilir olarak ölçümleyen taslak üzerinde çalışırken, ihracatta tek rekabetçi olduğumuz grup olan pamuklu tekstil ürünleri talebini geri dönülmez şekilde düşürecek olan bu taslağın değiştirilmesi için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor.Bu nedenle, bu konu sadece çevre için değil, aynı zamanda işlerimiz için de hayati öneme sahiptir” diye konuştu.