Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Beştepe'de bir araya geldi.
Cumhur İttifakı'nda sorun olduğuna yönelik iddialar kulislerde dolaşıyorken gerçekleşen görüşmenin akabinde Devlet Bahçeli, bugün partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında hiçbir fikir ayrılığının olmadığını söyleyen Devlet Bahçeli, "Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir." dedi.
Bahçeli, devam eden konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"CUMHUR İTTİFAKI VATAN SEVDASIYLA HEMHAL OLMUŞTUR"
Cumhur İttifakı’nda görüş ayrılığı olup olmadığını günlerdir yazıp çizenler, boşa koyup dolu tutmanın kurnazlığına sapanlar gündemi epey şekilde meşgul etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızdaki derin ve karşılıksız bağı; ahlaki, samimi ve dostane diyaloğu sorgulamak ve sulandırmak gayesiyle maske üstüne maske takan, kılıktan kılığa giren köşe başı fitnebazları iyice azıtmaktadır.
Cumhur İttifakı, malum kötü niyet ve kötürüm tıynet sahiplerinin anlayıp da itiraf edemeyeceği kadar vatan ve millet sevdasıyla hemhal olmuştur.
Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Cumhur İttifakı Türk milletinin özüdür, özgüvenidir. Cumhur İttifak istiklalin muhafızı, istikbalin mimarıdır. Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılının yegane müdafisidir.
Yedi düvel topuyla tüfeğiyle, nefretiyle, nifakıyla, şirkiyle, şiddetiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir. Başkaları gibi irademiz hacizli, siyasetimiz rehin altında hiç değildir.
"GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN"
Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, siyaseti sokak dedikodusuna çeviren, ittifakımıza çamur atmaya kalkışan ahmaklara, asalaklara, arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE ŞAHSIM ARASINDA HİÇBİR AYRIŞMA SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Fitne yayan siyasetçileri, sözde gazetecileri, sosyal medya farelerini, FETÖ’cü hainleri, bölücü mihrakları, dış bağlantılı casusları, köksüzleri, kimliksizleri, millet ve milliyet hasımlarını rezil rüsva etmek için uygun zamanı sabrın gücüyle, Allah’ın inayetiyle, milletimizin metanetiyle bekliyoruz.
Son günlerde tartışmaların odağında yer alan bazı açıklamalarımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olup olmadığını araştıran, aramızda bir anlaşmazlık çıkıp çıkmadığını yorumlayan zevata diyeceğim öz itibariyle şudur:
Mevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir.
Öküz altında buzağı arayacaklarına gitsinler kendilerine münasip kapak arasınlar, sanıyorum onlar için daha yararlı olacak, bu sözüm de alayına kapak olacaktır.
"ARTIK FELAKETLERİN ŞİİRLERİ YAZILMASIN"
Türk ve Türkiye Yüzyılı uyanışını şuurla kavrıyoruz. Halka güveniyoruz, halkla yürüyoruz. Halkın isteklerine tercüman oluyoruz. Saha çalışmalarımızın gayet düzenli ve disiplinli bir şekilde gerçekleştirildiğini huzurlarınızda ifade ediyorum.
Bir ve birlikte hilale doğru mesafe aldıkça öngörülen tehlikeli akıntılar kurutulacaktır. Artık felaketlerin şiirleri yazılmasın. Ağıtlar yakılmasın. Bir ve birlikte hilale doğru el ele verelim. Bir ve birlikte hilale doğru yol alışımızın, kardeşliğimizin pekişmesi amacına mahsustur.
"MHP MİLLETLE KUCAKLAŞIYOR"
Bakmayalım çatık kaşla birbirimizle. Başka Türkiye yok. Başka gidecek vatan köşesi yok. Dönmeyelim sırtımızı birbirimize. Erdemli adımlarımızla hilale doğru gidelim. Bilinsin MHP, saha çalışmalarına milletle kucaklaşarak, ayrımcılığı dışlayarak şevkle devam edecektir. Dava arkadaşlarımı kutluyor, siyasi faaliyetlerimizde üstün başarılar diliyorum.
İSRAİL'İN SALDIRILARI, TÜRKİYE'NİN İSRAİL'LE TİCARETİ KESMESİ
Türkiye'nin çevresi aynı zamanda çatışmaların ağır bastığı sancılı bir yerdir. Güvenlik duvarlarını muhkem hale getirmek asli bir mesele olmalıdır. Farklı bahanelerle patlak veren çatışmaların kalıcı çözümlerle buluşmadığı ortada.
Mesela İsrail, Lübnan'a ateşkes önerisi sunmasından kısa bir süre sonra Beyrut'u havadan vurdu. Soykırıma her gün yenileri ekleniyor. Gazze'de sivillerin olduğu alana yağdırılan bombalar, 100'e yakın masumun ölümüne yol açtı.
Zalimlerin hesap vermesi gerekiyorken, hala bir arpa boyu mesafenin alınmaması ürkütücü bir skandal değil midir? İsrail'e soykırım suçlarından hesap sorulması bir adalet konusu ve demokrasi namusudur. İsrail'e yaptırım uygulanmalı, önleyici tedbirler hayata geçirilmelidir.
Türkiye'nin İsrail ile ticareti sürdürdüğünü öne sürüyorlar. Halbuki 2 Mayıs 2024 tarihinden geçerli olmak üzere bu durum kapanmıştır. Yapılan açıklamalar sabittir, kuşkuya gerek yoktur. Bu tip bir muhalefet anlayışının demokratik niteliğinden bahsetmek bizatihi demokrasiye hakarettir.
"TÜRKİYE KATİLLERE SEYİRCİ KALAMAZ"
Küresel ve bölgesel barış ve istikrara destek verilecekse, iki devletli çözüm mutlak sürekli gerçekleşmeli. 1967 sınırları dahilinde siyasi ve toprak bütünlüğü sağlanmış bağımsız Filistin Devleti'nin tanınmasından başka bir yöntem kalmamıştır.
Türk milleti mazlumların sesine kulaklarını tıkayamaz. Türkiye, iblise yoldaşlık eden bu devrin katillerine asla seyirci kalamaz. Tarafsız kaldık ki masumların tarafıyız.
İZMİR'DEKİ YANGIN FACİASI
İzmir'de elektrikli sobanın devrilmesi sonucu 5 evladımız hayatını kaybetti. Kendi çocuklarımızı da konuşmalıyız. Annenin geçimini sağlamak için hurda toplamaya gittiği anlaşılmamaktadır. Bunu sadece ekonomik cepheden görmek bizi doğru sonuçlara taşımayacaktır.
Mesele sadece az vermek ya da çok vermek değildir. Yani maddi yardımlarda bulunmakla sınırlı gözükmemelidir. Manevi destek verilmelidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin izinde yürüyerek evlatlarımızı göz göre göre kaybetmek, hepimizin adına hüsrandır. Türkiye'de bir çocuk gece yatağa aç giriyorsa bunun vebali hepimizin üzerinedir. Selçuk'ta yaşanan olay inanıyorum ki aydınlığa kavuşacaktır.