O dönemde, laiklik ilkesini koruma adı altında dini motifli hareketlere karşı sert bir tutum sergilenmiş, birçok kişi haksız yere tutuklanmış ve kamuoyunda korku ve endişe yayılmıştır.
Kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, dinini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kağıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat.
Askeri yetkililerin sivil siyasete doğrudan müdahale ettiği bu süreç, demokratik hak ve özgürlüklerin askıya alınmasıyla sonuçlanmıştır. 28 Şubat Darbesi'nin izleri hala Türkiye'nin siyasi ve toplumsal dokusunda derin yaralar açmış durumdadır. Bu karanlık dönem, Türkiye'nin demokrasi mücadelesi ve demokratikleşme sürecindeki zorluklarına işaret etmektedir. Ancak, bu süreç aynı zamanda Türkiye'nin demokrasiye olan inancını güçlendirmiş ve demokratik kurumların daha da sağlamlaşmasına yönelik bir farkındalık oluşturmuştur
