12 Eylül Darbesi, vesayetin en kritik aşamasıydı. Özgürlükler askıya alındı, dayatmaları kalıcı hale getirmenin formülü ise yapılan anayasa oldu.

Darbe, yalnızca gencecik ölümler ve zamansız vedalar getirmedi. Darbeciler, ülkeyi kendi rotalarında tutmak, siyaset sahnesinden çekilseler dahi kısıtlamalarla vesayeti hakim kılmak istiyorlardı. 1982 anayasası, işte bu anlayışla şekillendi.

Anayasayı darbecilerin kurduğu 'MGK' ve 'Danışma Meclisi' yaptı

Süreci, askeri yönetimin belirlediği 'Danışma Meclisi' yürüttü. Anayasanın oylanacağı referandum yasaklar altında gerçekleştirildi. Aleyhte konuşmak yasaktı.

Anayasa 7 Kasım 1982'de halk oyuna sunuldu. Baskı ve yasak koşullarında yüzde 91 oranında "evet" oyu aldı. Postal sesleri, özgürlük ortamını bastırmış, Kenan Evren Cumhurbaşkanı olmuştu.

1982 Anayasası 19 kez değiştirildi

Yıllar geçtikçe Türkiye 12 Eylül'ün antidemokratik uygulamaları ile yüzleşti. 1982 Anayasası 19 kez değiştirildi.

Maddelerin neredeyse 3'te ikisi bu değişimden etkilendi. Ancak Türkiye, tüm bu değişimlere rağmen yeni ve sivil bir anayasaya kavuşamadı.

Demokratik, kapsayıcı ve özgürlükçü bir anayasa tüm kesimlerin ortak talebi.
Hedef vesayete karşı elde edilen kazanımları güçlendirmek.

"1982 Anayasası çağın gerekliliklerine uygun değil"

Hukukçu Cüneyd Altıparmak, "Anayasanın yapılma gerekçesi askerin yönetimi hukuken zahiren görünür biçimiyle terk etmesi ve fakat başta Cumhurbaşkanı Evren olmasıyla fiilen aslında bir biçimde yönetmesi sivillere tanıdığı sınırların dışına çıkılması halinde müdahale edilmesinin hukuka uyduran anlayışla ihdas edildi" dedi.

1982 Anayasası'nın en büyük handikapının bu çağın gerekliliklerine uygun olmaması olduğunu belirten Altıparmak, "Birçok değişikliğin özgürlük ve adalet anlamındaki adımlar sistem değişikliği dahil olmak üzere içerdiğini görüyoruz. Ama burada bir sorun var. Bu kadar değişikliğe uğrayan bir anayasa da anayasa olmaktan çıkar" ifadelerini kullandı.

"Milli iradenin hakim olmasının yolu sivil anayasadan geçer"

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, "2011 seçimleri sonrası TBMM de temsil eden tüm partilerin katılımıyla bir anayasa komisyonu kuruldu epeyce mesafe kat etti 60 madde konusunda tüm partilerin mutabakatı oluştu. 1 kasım 2015 seçimleri sonrası da yine meclisteki partilerin katıldığı komisyon kuruldu yine mesafe kat edildi. Bu konuda bir tecrübe de söz konusu" diye konuştu.

Acet, "Eğer Türkiye'nin ufku bundan sonra artık milli iradeye dayalı vesayetin her türlüsünü reddeden anlayış olacaksa siyaset kurumu iktidarda rol sahibi olacaksa anayasanın da siyaset kurumunun iradesi ile ortaya çıkmasından geçer" sözlerini kullandı.