Bu haftaki köşe yazımda toplumsal hayatı oluşturan ahlaki, vicdani ve insani değerleri kaleme alacağım.  Tabi yorumu da siz değerli okuyucularımın takdirine bırakacağım.

Ahlaki değerler nelerdir?

İyiyi kötüden, haklıyı haksızdan, doğruyu yanlıştan, faydalıyı, faydasızdan ayırt etmek için takip edilen idealler ve ilkelerdir. Bu idealler ve ilkeler bireylerin ve toplumların karakterini oluşturmakta önemli bir rol teşkil eder. Ahlaki değerler bizlere doğruluk, dürüstlük, nezaket, yardımseverlik, şefkat, sevgi, saygı, gibi erdemleri öğreten olgulardır. Ahlaki değerler, temel olarak, insanları düzenli bir yaşam tarzına yönlendirmeye yardımcı olur. Diğer bazı değerler zamanla değişse de ahlaki değerler çoğu zaman sabittir. Ahlaki değerler hayatımızın her alanını ve genel olarak bütün toplumu etkiler. Bu değerleri önemseyenler ve uygulayanlar için sosyal statümüz, mesleğimiz ve konumumuz ne olursa olsun birbirimize saygı duymamız açısından önem taşır. Maalesef ahlaki değerler biz insanlar için son derece önemli ve faydalı olmasına rağmen ahlaki değerlerin hiç birine sahip olmayan ve ahlak kurallarına uymayan birçok insanımız var? Eğitimin evde başladığı gibi ahlaki değerler de evde başlar. Biz insanlara güzel ahlakı aşılamanın en iyi zamanı, huy ve huylarımızı öğrendiğimiz çocukluk ve öğrencilik yıllarımızdır. Bu nedenle çocuklar çok iyi bir gözlemcidir, anne ve babanın, abla ve ağabeyin ve öğretmenlerinin yaptıklarını ve davranışlarını anında kopyalarlar öğrenirler ve uygularlar. Gerek anne ve babalar çocuklarına, gerekse öğretmenler öğrencilerine ahlaki değerleri aşılamak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıdırlar. Bundan dolayı, büyükler olarak çocuklar önünde herhangi bir olumsuz davranışta bulunmamak önemlidir, çünkü çocuklar bu şeyleri yapabileceklerini ve çevrelerindeki büyükler yapıyor diye haksız olmadıklarını varsayma eğilimindedir. Çevremizdeki çocuklara her zaman güzel, olumlu ve ahlaki değerler göstermeye çalışmalıyız.
 

Vicdani değerler nelerdir?

Vicdan, kişiliğin bir parçası olarak doğuştan vardır.
Vicdan, kişiyi kendi davranışları hakkında yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Kişide iyi ile kötüyü ayırt etmeye yarayan içsel bir parametredir. Vicdanın iki temel özelliği vardır. Birincisi, vicdan kişiden kişiye göre değişebilir. İkincisi ise vicdan geliştirilebilir.
Vicdan, Cenab-ı Allah tarafından ilahi bir lütuf olarak insana verilmiştir. İnsanın doğru yargıda bulunması için fıtratında vardır. Aslında açlık gibi, susuzluk gibi, sevgi gibi doğal ve zorunludur. Vicdan, insanda öz denetim sağlayan bir mekanizmadır. Bu öz mekanizma, Cenab-ı Allah tarafından potansiyelimize konan bir yetenektir. İnsanı anlamlı kılan duygu, düşünce ve davranışlarıyla var olan vicdanıdır. Vicdan, içimizdeki hakemdir. Ya o hakemi dinleyip olması gerekenleri yapacağız ya da o hakemi kale almayacağız.. Yanlış ve doğru karşısında doğruyu seçmemiz için bizi yönlendiren iç yeteneğimizdir.
Cenab-ı Allah tarafından insana verilen, iyiyi ve doğruyu bulma, kötüyü reddetme yeteneği olan vicdan, ne var ki sosyal hayatta geri plana atılabilmekte ve körelebilmektedir.
Ahlaklı insanlar, kuvvetli bir vicdana da sahiptir. Vicdanlı insan, kendi içinde kendi davranışlarını kontrol etme yeteneğine sahiptir.
Birçok ahlakî değer evrenseldir; tüm insanlar tarafından doğru olarak kabul görür. Vicdan, insana en doğruyu bulma ve kabul etme yönünde rehberlik ettiği için vicdan sayesinde, evrensel doğru olarak kabul edilen ahlakî değerler birey tarafından içselleştirilir.
Vicdanın sesi bağımsızlığa yol açar. Yaptığınız şeyin doğru olduğunu vicdanınız tekrar tekrar ve kati olarak kabul etmelidir. Söylediğinizi yapın, hissettiğinizi söyleyin, kendi vicdanınıza hilekârlık yapmayın. Vicdanınızı zorla köleleştirip, onun tarafından onaylanmayan eylemlerde bulunarak onun üstünü örtmeyin. Kişinin vicdanında yer etmeyen hiçbir değer kazanılmış sayılmaz.
İnsani değerler nelerdir?
Adil olmak, dürüst olmak, güvenilir olmak, yalan söylememek, verilen sözü tutmak.
Doğrudan ayrılmamak, etrafındaki kişilere yardım etmek, inandığı değerler ile bütün olmak.
Başkasının hakkına göz dikmemek, saygılı olmak ve kişisel sınırları bilmek
Anlayışlı olmak, karşıdaki kişinin mağduriyetinden faydalanmamak
Hangi milletten olursak olalım, hangi etnik kökenden olursak olalım, ne kadar zengin veya fakir olursak olalım, daima hakikate ve dürüstlüğe bağlı kalmalıyız. Yaratılışın temeli, doğruluk ve dürüstlüktür. Hakikatin uygulanması ise gerçek dürüstlüktür.
Yaşantımızı insani değerler üzerine kurmalıyız. Değişmeyen bir tek gerçeğin olduğuna, sevgi ve doğru davranışla iç huzuru bulacağımıza, şiddetten kaçınarak tüm canlıları incitmeyeceğimize inanmalıyız. Ve tüm yaşantımızı karşılık beklemeden insanlığa hizmet etmek üzerine kurmalıyız. Ahlaki, vicdani ve insani değerlerimiz bozuluyor mu, kayboluyor mu diye kendi kendimize sorduk. Ümit ederim, bu yazım unutulan bazı değerlerimizin tekrar hatırlanıp topluma yansımasına bir nebzede olsun vesile olur.